4. Savunma Sanayii Buluşmaları İstanbul'da başladı

Türk sanayiinin köklü temsilcisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul, stratejik önemi ve teknolojik gelişime etkisiyle Türkiye’nin küresel gücünü belirleyen başlıca faktörlerden olan savunma sanayiinin “milli ve yerli” yapısına katkısını sürdürüyor. İSO, savunma sanayii temsilcilerini bir araya getireceği “Savunma Sanayii Buluşmaları”nın dördüncüsünü bugün Swissotel The Bosphorus İstanbul'da gerçekleşecek. Program kapsamında, Savunma sanayiinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla “Milli Teknoloji Hamlesi’nin Türkiye’nin Teknolojik Dönüşümüne Etkisi” başlıklı panel düzenlendi. Savunma Sanayii Buluşmaları'nın dördüncüsü, İstanbul Sanayi odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ve SAHA İstanbul YK Başkanı Haluk Bayraktar’ın katılımlarıyla gerçekleşecek. Panel, İstanbul Sanayi odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın, "Savunma sanayii son dönemde dünyada en çok konuşulan konulardan biri. Ülkelerin kendi ürettikleri teknolojilerle var olmalarının, güvenliklerini sağlamanın önemini güncel olaylarda gözlemliyoruz. Türkiye barışa hep önem verdiği gibi savunmasına ve güvenliğine de önem veriyor. Süper güçler arasında hegemonya mücadelesinin kızıştığı, 3. Dünya Savaşı ihtimalinin tartışıldığı bir dünyada savunma sanayisi ihmale gelmemeli" sözleriyle başladı. Bahçıvan, "“Özgün, yerli ve milli projeler ülke savunmasında büyük rol üstleniyor. Kendi motorunu, milli tankını, savaş gemisini, taarruz helikopterini, İHA'larını, füzesini ve piyade tüfeğini üretmeyi başaran Türkiye hepimizin gururudur" dedi. "Günümüzde ülkelerin en önemli derdi bağımsızlıklarını korumak" Panelde açılış konuşmacılarından olan SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar konuşmasında, “Günümüzde ülkelerin en önemli derdi bağımsızlıklarını korumak. Bağımsızlığı korumanın en önemli unsurlarından birinin bir ülkenin kendine ait savunma sanayiinin gücü ile paralel olduğunu görüyoruz. Muharebe konseptleri, doktrinler değişirken ülkemizi savunup koruyabilecek bir kabiliyette olmazsak, hiçbir zaman tam bağımsız olabilmemiz mümkün değil" ifadelerini kullandı.